bugün
yenile
    1. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      uğur dündar'ın 2 aralık 2001'de kaleme aldığı köşe yazısı; yaklaşık dört yıl önceydi... saatler geceyarısını gösteriyordu... konya'ya doğru giden i̇pek turizm otobüsündeki yolcuların büyük bölümü uykudaydı... otobüs, karapınar i̇lçesi yakınlarında, karşı yönden gelen bir tankerle çarpıştı... kazanın şiddetiyle boynu kırılan bazı yolcular, hiç uyanamadan yaşama veda ettiler. çoğunluğunu üniversite öğrencilerinin oluşturduğu diğer yolcularsa, gözlerini cehenneme açtılar... otobüs, cayır cayır yanıyordu. bir anda alev topuna dönen araçtan kurtulmak isteyen gençler, can havliyle kapılara saldırdılar. ancak tüm güçleriyle yüklenmelerine karşın, kaza anında kilitlenip sıkışan kapıları açmayı başaramadılar... gencecik insanların feryatları alevlere karışıp gökyüzüne yükseliyordu. kızıllığı gören, yakarışları duyan yöre insanları, yataklarından fırlayıp, kaza yerine koştular. ne yazık ki olan olmuş, çırpına çırpına yanan 49 gencecik insanın bedeni, çoktan kömür kesilmişti. acı haberi duyar duymaz olay yerine gelen analar, babalar, bacılar, akrabalar, yakınlarının yanık cesetleri ile karşılaşınca, adeta çılgına dönmüşlerdi. asker, polis, tüm görevliler, gözyaşları içindeydi. *** türkiye'yi derinden sarsan feci kazanın sorumlusu, kısa sürede bulundu. kamuoyuna yansıyan haberlere göre; otobüsü kullanan muammer çiçekyurt, azılı bir trafik canavarıydı. kullandığı özel otoyla daha önce bir kaza yapmış ve üç kişinin ölümüne sebep olmuştu. üstelik bir gözü de görmüyordu! yani canavar, aynı zamanda "kör" bir canavardı!.. daha beş ay önce üretilen gıcır gıcır otobüsün çıra gibi yanmasının nedenine gelince... çarpışan tankerde başlayan yangın, otobüse sıçramış ve bir gaz tüpünün de parlamasıyla birlikte, her iki araç, bir anda ateş topu haline gelmişti. i̇lk değerlendirmeler ve iddialar böyleydi. televizyonların ana haber bültenlerinde döne döne yayınlanan yanmış ceset görüntüleri, seyredenlerin yüreklerini dağlıyordu. televizyon spikerleri ağız birliği etmişçesine "kör trafik canavarıyla" ona firmasında iş veren i̇pek turizm şirketi yetkililerini suçluyordu. neyseki suçlu bulunmuş ve medyatik linç yapılmıştı. artık toplumsal vicdan rahatlayabilirdi!.. linç kampanyasında tek farklı ses, selçuk üniversitesi öğretim üyelerinden prof. akbay tugay gökçe'den gelmişti. bu bilim adamı, kaza sonrası çıkan yangına, piknik tüpünün değil, çok miktardaki parlayıcı bir maddenin yol açtığını öne sürüyordu. acaba bu parlayıcı madde ne olabilirdi? akaryakıt tankeri boş olduğuna göre, otobüsün taşıdığı bir kimyasal madde alev almış olabilir miydi? bu sorunun cevabını, karapınar asliye ceza mahkemesi verecekti. kazada yanan otobüsü üreten mercedes firması, hiçbir üretim hatası yapmadıklarını iddia ediyordu. onlara göre hata, görme özürlü otobüs sürücüsüyle, güvenlik önlemi almadan, adeta serseri bir mayın gibi yola çıkarılan külüstür akaryakıt tankerinde aranmalıydı. sürücüler, kazadan önce frene basmadıkları gibi, yaklaşık 240 kilometrelik hızla çarpışmayı önlemek için girişimde de bulunmamışlardı. böylece açığa çıkan büyük enerji, yangına ve ölümlere sebep olmuştu. dünya devi mercedes'in gözlüğüyle bakıldığında bunlar görünüyordu. *** madalyonun öbür yüzündeki görüntü ise çok farklıydı. kazadan sağ olarak kurtulan "kör trafik canavarı"nın çalıştığı i̇pek turizm şirketi'nin sahibi derviş binboğa, hakarete uğramayı, hatta dayak yemeyi göze alarak, cenazelerin kalkmasına, mevlitlerin okunmasına yardımcı oldu. maddi zorluk çeken bazı ailelerin bütçelerine katkıda bulundu. trafik şehidi "fidan"ların anısına, 32 bin ağaç fidanı diktirdi. kazadan önce yüzde 80'lerde dolaşan yolcu oranı, bir anda yüzde 5'e düşmüştü. i̇şleri ve sağlığı giderek kötüleşiyor, varını yoğunu satmak zorunda kalıyordu. herşeyin bittiğine inandığı bir gün, kendisine ulaşan bir bilgi, yaşama yeniden dört elle sarılmasını sağladı. çünkü bu ihbara göre, kaza sonrası çıkan yangına, dolayısıyla yolcuların yanarak ölümlerine, otobüsün yakıt deposundaki bir tasarım hatası sebep olmuştu. mücadeleye, otobüsü kullanan sürücünün iddia edildiği gibi kör olmadığını, bir gözünün tam, diğer gözünün de 10 da 6 gördüğünü kanıtlayan resmi raporu alarak başladı. rapora göre; muammer çiçekyurt'un sürücü belgesi almasında hiçbir tıbbi engel yoktu. mercedes'in raporu ise, tam tersini savunuyordu. onlara göre sürücü, yüzde 50 görmüyordu. karapınar asliye ceza mahkemesi, yangının sebebini araştırmak için ortadoğu teknik üniversitesi'nden bir bilirkişi heyeti oluşturdu. bilim adamlarının incelemesi devam ederken, derviş binboğa'ya, yurdun çeşitli yörelerinde yanan mercedes otobüslerle ilgili haberler gelmeye başlamıştı. binboğa hemen olay yerine koşuyor, yangının çıkış nedenini öğrenmeye çalışıyordu. kuşkular hep aynı yerde toplanıyordu: tanıklar, yangınların otobüslerdeki yakıt deposundan kaynaklandığını öne sürüyorlardı. *** bilirkişi heyetini oluşturan bilim adamlarının tespitleri de bu doğrultudaydı. uzmanlar, mahkemeye sundukları raporda, o403 model mercedes otobüslerin üretiminde hata yapıldığını ve yangının bu nedenle çıktığını, çok net bir şekilde belirttiler. karapınar adliyesi'ndeki dava maratonu, 26 kasım günü sonuçlandı. mahkeme, bilirkişilerin isteğine uyarak, şu kararı verdi: 1- mercedes benz türk a.ş. tarafından üretilen 1995-96-97 ve 98 model, o403 otobüslerin hatalı üretim sonucunda yangına sebebiyet vererek tehlike yarattıklarından, bu marka ve model tüm otobüslerin toplattırılmasına... 2- bilirkişi raporunda belirtildiği gibi, yakıt deposu etrafında ek güvenlik hücresi oluşturulmasına... ayrıca yakıt deposuyla yolcu bölümü arasındaki ahşap blok yerine, daha güvenli bir koruma bölümü yapılmasına... müsadere edilecek otobüslerin bu hatalar giderildikten sonra sahiplerine iade edilmesine... karar verilmiştir. dava dosyası şimdi temyizde... son sözü yüce yargıtay söyleyecek. ancak dikkat ediyorum, mercedes benz türk'ün direktörler kurulu başkanı dr. till becker heryerde konuşarak karapınar asliye ceza mahkemesi yargıcına veryansın ediyor. yargıtay'ın bu kararı bozacağından emin olduğunu söylüyor. böylece bir bakıma, yargıyı etkilemeye çalışıyor. ayrıca yatırım kararlarını gözden geçirebileceklerini ima ederek, aba altından sopa gösteriyor. otobüste yananlar arasında iki alman bulunsaydı, acaba herr becker, yine aynı konuşmaları yapabilir miydi? türkiye'nin paraya, özellikle yabancı yatırımcının parasına çok ihtiyacı var. bu nedenle kimsenin "gık"ı çıkmıyor. herr becker de sömürge valisi edasıyla, yargıca saldırmaktan çekinmiyor!..
    2. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ekşi sözlük yazarı byrsx'in olayla ilgili 28 aralık 2012'de yazılmış yazısı; -- 15 yılın ardından neredeyiz olay: 24 ekim 1997 gecesi saat 22.00 sıralarında konya karapınar cumhuriyet köyü (şimdiki ismi kesmez) yakınlarında , içinde 51 kişi bulunan mercedes-benz o403 model otobüs ile içinde 2 kişi bulunan yüksüz petrol tankeri çarpışır ve her iki aracın da yanması sonucu 49 kişi hayatını kaybeder. olayın meydana geliş şekli: 63 dr 995 plakalı 1985 model man marka akaryakıt tankeri, tamamen boş olarak şoför yardımcısıyla birlikte, karapınar-ereğli yönüne doğru şerit ihlali yaparak (sol şeritten) ilerlemektedir. 34 yon 34 plakalı 1997 model mercedes-benz o 403 shd yolcu otobüsü ise, kaptan şoför, ikinci şoför ve muavin dahil toplam 51 kişi ile ereğli-karapınar önüne doğru, yaklaşık 90 km/sa hızla yol almaktadır. otobüs şoförü, tankerin uzaktan ters yönde geldiğini anlar, tanker şoförünü ışıkla uyarmaya çalışır. otobüs şoförü, tankerden bir yanıt alamayınca otobüsü yavaşlatarak ışık ve sesle uyarmaya devam eder, ancak, hiçbir yanıt vermeyen tankerle tam karşı karşıya gelince solundaki boş şeride geçmek üzere direksiyonu sola kırdığı anda tanker şoförü de (muhtemelen uyanarak) sağa (kendi şeridine) direksiyon kırar. her iki araç, yol üzerinde, tankerin ön sol far kesimi ile otobüsün sağ ön kapı kesimi açılı olarak şiddetli bir şekilde çarpışarak, iki araç birbirlerini ileri geri sürüklemeksizin, yolun enine yönünde dolgu şevine doğru sürükleyerek ön burunları dolgu şevi üzerinde, arka tarafları ise yol orta çizgisi üzerinde olmak üzere, yola dik ve birbirlerine paralel olarak ve aralarında yaklaşık 50 cm mesafe kalacak şekilde devrilmeden dururlar. çarpışma anında, tankerin ön sol köşesi, otobüsün sağ ön kapısından başlayarak merdivenleri, sağ yakıt deposunun hücresini parçalar ve sağ yakıt deposunu ön sağ süspansiyona (ön dingile) sıkıştırarak akordiyon gibi ezer ve ön sağ tekerleğe kadar ilerler. yüksek basınç altında hacim küçülmesine uğrayan yakıt deposu, üstten, alttan ve yandan delinip yırtılarak basınç altındaki yakıt dışarı boşalır. çarpışma sırasında yakıt deposunun üzerindeki korunaksız ahşap döşeme de yırtılıp açıldığından bir kısım yakıt yolcu kabininin içine doğru püskürmeye başlar. bu sırada yakıt, her hangi bir şekilde ateş almış olduğundan otobüsün sağ ön kapı kesiminden başlayan yangın, arkaya doğru tüm kabin içini sarar. öyle ki yolcular kırık camlardan bile dışarı çıkıp canını kurtarma fırsatı bulamaz. yargı safhası: mahkemeye o403 otobüslerle ilgili deliller sunulur. mercedes benz türk aş firmasında çalıştığını belirten bir kişi mahkemeye imzasız dilekçe yollayarak mercedes benz türk aş firmasının türkiye’de satışa sunduğu otobüslere 2 cam kırma çekici koyarken diğer ülkelere gönderdiklerine daha fazla sayııda çekiç koyduğunu türkiye’de satışa sunduğu otobüslerde yakıt deposu üstündeki platformun suntadan yapılırken diğer ülkelere gönderdiklerine çelik platform koyduğunu öne sürer. bilirkişi heyeti mercedes benz türk aş firmasını hatalı bulur. karapınar asliye ceza mahkemesi o 403 model mercedes-benz otobüslerin toplatılmasına karar verir. karara karşı mercedes şirketi büyük bir savaş açar. türkiye'deki etkili iş çevreleri devreye sokularak fatih altaylı ve ertuğrul özkök'ün girişimleriyle başta hürriyet gazetesi olmak üzere bir kısım medyada mercedes lehine büyük bir propaganda başlatılır. başbakan'ın mesut yılmaz olması ve medyanın başbakan dahil devlet üzerindeki etkisi sebebiyle mahkeme kararı yargıtay'ca iptal edilir. iptal kararının üzerine mercedes-benz yetkilileri hakkında tutuklama kararı çıkaran mahkeme heyetinin (hakim habip kılınç ve savcı gültekin avcı) bu kararı da bir üst mahkemece iptal edilir. heyet daha sonra kazada hayatını kaybedenlerin avukatı atilla kart'ın (şimdiki chp milletvekili) direnişine rağmen hsyk devreye sokularak görevden alınır. mardin dargeçit'e sürülen hakim habip kılınç meslekten istifa eder. otobüs şöförünün beraat ettiği dava bugüne kadar atanan 10'dan fazla farklı hakime rağmen sonuçlanamadı. mercedes-benz: otobüs satmaya devam etti. o 403'ten sonra travego modelleriyle yine en çok tercih edilen marka oldu. türkiye'ye kaydadeğer bir yatırım da yapmadı. o 403: yanmaya devam etti. en çok yanan otobüs olarak tarihe geçti. tanker: ibretlik olarak olay yerinde bırakıldı. http://static.panoramio.com/photos/original/56833411.jpg yol: olay sırasında karşı yönden gelen araçların neredeyse bitişik geçtiği iki şeritli yol bölünmüş yol olarak yeniden yapıldı. ölenler: adlarına bir anıt birer de ağaç dikildi yandıkları yerde. http://static.panoramio.com/photos/original/73873907.jpg adalet: parası ve gücü olanın daha eşit olduğu bir kez daha görüldü. türk milleti: neyi umursadı ki bunu umursayacak...
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      az kaldı bu olayın yıldönümüne de. mercedes'in tarihine de kara bir leke olarak iz düşen vahim kazadır.
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      konya ereğli'li olmama rağmen ilk defa duyduğum haber. karapınar-ereğli seyahatlerini çok yaptım ama yol kenarına ibret olsun diye koyulan yanmış tankeri hiç fark etmedim. bir saattir araştırıyorum konuyu ve adaletimiz biraz daha düşüyor gözümden.
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ülkede adalet olmadığını gösteren bir olay daha.
    6. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben bu kazayı, görüntülerini ve sonrasındaki tüm rezillikleri hatırlıyorum. ancak nasıl sonuçlandığını unutmuştum. onu da az önce yeniden anımsadım. bu kaza sonunda hiçbir sorumlu ceza almadı! 49 insan cayır cayır yanarak öldü, mercedes suçlu bulundu ama tek bir kişi ceza almadı ve mercedes tek bir allah'ın kuluna dişe dokunur tazminat ödemedi. bu ülke rezil dediğimde kızıyorsunuz. az demişim; bu ülke rezil oğlu rezil. ülkeye üç kuruş döviz girecek diye, 49 genç evladının cayır cayır yanmasının hesabını soramadı bu ülke! allah belanızı versin! lan şu hale bak ya. 23 yılda tek bir şey değişmez mi? değişmiyor. 23 bin yıl geçsin, yine değişmeyecek. çünkü bu toprakların bitki örtüsü ahmaklık! şu kaza bir avrupa'da ülkesinde olsa, mercedes'in götünden kan alırlardı kan! kazadaki tanker hala yerinde duruyor; link bu da daha ayrıntılı bir link; wikipedia
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir yakınımın kız kardeşi hakkında “otobüs yangınında öldü, annesi boynundaki kolyeden tanıdı.” diye duymuştum. O olay, bu olaymış. Şimdi öğrendim. Hatta Buradaki listede ismi bile var Allah rahmet eylesin hepsine.
    8. 16
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ne kadar acı bir olay. ben bu olayı hatırlamıyorum. hatırlayamam da dört yaşında olmalıyım o zaman. ama şunu hatırlıyorum. çocukluğumdan beridir candan erçetin'in yalan şarkısından nefret eder, hatta korkarım, zihnimde bomboş bir arazide karanlık bir otobüsü anımsatır bana. demek ki görmüş olmalıyım haberi ama bilinçaltına atmışım. o zamanki haberi youtube'da izledim. cesetleri otobüsten çıkarırken çekmişler, üstelik bir de bunu tv'de yayınlamışlar. ağzım açık bir dehşetle izledim cesetleri çıkarırlarken. korkunç. hiçbir insan evladı böyle bir ölümü hak etmez. resmen krematoryuma dönmüş otobüs. kollar, bacaklar kopmuş, kömür olmuşlar ya kömür! ama asıl korkunç olay, kazadan sonra olmuş. kimse ceza almadığı gibi mercedes firması suçlanmamak için ortaya her türlü boktan laf atmış, onu bunu suçlamış, yandaş medya sırf cepleri para görecek diye, "yabancıları suçlamayın, adamlar ülkemize yatırım yapmazlar sonra bak," diye ortalığa dökülmüş, ısrarla suçluları belirten raporu yazan odtülü hoca ve ekibine türlü türlü baskılar yapılmış, sonuç olarak yıllar yıllar sonra ailelere 30'ar bin lira tazminat ödenmiş. neredeyse otuzdan fazlası öğrenci olan yolcular korkunç bir şekilde, çığlık çığlığa yanarak ölmüş, cesetleri bile zor tanınmış, eminim kimisinin parçaları bile kendilerine ait değildir gömülürken, fakat doğru düzgün kimse ceza almadığı gibi olay resmen örtbas edilmiş. sırf ülkeye döviz girsin diye. yirmi yıldan fazla zaman geçmiş aradan ama biz hala yerimizde sayıyoruz. bu ülke hala aynı. öyle utanç verici ve kahredici ki, çıkartılan cesetleri gördükleri zaman da mı içleri acımadı, vicdanları sızlamadı? hepsine allah rahmet eylesin. bu bir kaza değil cinayet.
    9. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kaç gündür kafamdan çıkmayan, geceleri beni uykumdan eden kaza